Google Fitbit’i Neden Satın Aldı?
Birkaç yıldır düzenli bir Fitbit kullanıcısı olarak Google tarafından satın alındıklarını öğrenince hemen dikkat kesildim. Geçtiğimiz günlerde bu alımın 2.1 milyar dolarlık bir tutara tamamlandığı açıklandı. Google’ın Ocak ayında ünlü saat firması Fossil’in akıllı saat teknolojisini 40 milyon dolara satın aldığını da hatırlatmış olayım ve Fitbit’i satın almanın Google için ne ifade ettiğine geçmeden önce Fitbit nedir bilmeyenler için kısaca açıklayım.
Fitbit 2007 yılında kurulan, fitness tracker üreten bir şirket. Açıkçası bu yazıyı yazana kadar fitness trackerın Türkçesi nedir diye düşünmemiştim. Şimdi şöyle bir göz attığımda akıllı bileklik diye çevrildiğini gördüm. En çok satan ürünleri benim de kullandığım Fitbit Charge 3 gün içinde attığınız adımları, yaktığınız kaloriyi ölçen ve aynı zamanda saat, alarm, mesaj bildirimi gibi bazı temel fonksiyonları içeren bir bileklik. Fitbit’in akıllı saat ürettiğini de belirtelim.
Fitbit 2015 yılında 358 milyon dolar değerleme ile halka açıldı. Dört sene içerisinde 5.8x çarpan ile satılmış olması hiç de fena gözükmüyor. Hele ki halka arzın ertesi yılı hisse fiyatlarının %50 düştüğünü ve bu satın alım söylentileri çıkmadan bu zamana kadar ulaştığı en yüksek hisse değerinin yalnızca 1/10’u kadar işlem gördüğünü düşündüğümüzde Fitbit açısından durum daha da kıyak görünüyor. Üstelik son oniki çeyreğin onunda para kaybeden ve yıldan yıla hasılat büyümesi çok düşük olan bir şirketten bahsediyoruz.
2015 yılından bu yana Fitbit özellikle yazılım tarafını kuvvetlendirmek amacıyla aralarında Fitstar, Coin, Twine Health gibi şirket satın alımları gerçekleştirdi ancak her ne kadar marka bilinirliği açısından iyi bir çizgi sürdürse de Apple Watch’un yükselişi Fitbit’e epey zarar verdi. Yukarıdaki hisse değerinin düşüşünü de Apple Watch’a bağlayabiliriz.
Peki Google Neden Fitbit’i Satın Aldı?
Burada öncelikle ambient computing kavramını açmamız gerekiyor. Bu kavram Türkçeye çevreleyen bilgi işlem, yaygın bilişim gibi çevrilebilir ancak ben İngilizcesini kullanmaya devam edeceğim. Ambient computing kullanıcıların nerede olurlarsa olsunlar bir servise (bu örnekte Google hizmetlerine) istikrarlı bir şekilde ulaşabilmesini ifade ediyor. Yani Google ister iş yerinizde, isterseniz metrobüste veya evinizde olun size tutarlı ve güvenilir kullanıcı deneyimi sunmayı vadediyor.
Google’ın bunu istikrarlı bir şekilde yapabilmesi için yazılımlarını insanların kullandığı cihazlara aktarması yetmiyor, bu cihazlardaki kullanıcı deneyimini de şekillendirmesi gerekiyor. Fakat diğer donanım üreticilerine (Samsung vs) bağlı kalması bu vizyon ile el ele giden bir durum değil. Tam da bu yüzden, ambient computing deneyimini en iyi şekilde yaratmak için, Google donanıma ağırlık vermeye başlıyor.
Google’ın çıkardığı Pixel smartphone, Pixel Buds, Pixelbook Go, Nest Mini cihazları da bu vizyon ile doğru orantılı. Tüm bu cihazlar birbiriyle etkileşim kurup kullanıcıya her yerde Google deneyimini sunmayı amaçlıyor.
Google’ın en nihayetinde reklamdan para kazanan bir yazılım şirketi olduğunu ve yaptığı bu hamlelerin riski minimize etmek için olduğunu da not edelim. Google’ın toplam gelirlerinin %86’sı reklamdan geliyor. Burada da düzenleyici kurumlardan gelen tehditler Google’ın gelir akışını çeşitlendirmesi için uyarı niteliğinde. Buna ek olarak Google’ın kendisini arama motoru olarak değil bir tüketici teknolojisi şirketi olarak daha da güçlü bir şekilde konumlandırması kendisini risklerden koruyor çünkü birinde pastanın (arama motoru reklam gelir pastası) %90’ını alıp tekel oluyorken diğerinde çok ufak bir pasta alıp gözlerden ırak durmaya çalışıyor.
Donanımdaki bu hamleler Google’ın Apple’a yeniden doğrudan bir rakip olarak çıkmasını sağlıyor. Appstore vs Playstore, Iphone vs Pixel derken Airpod vs Pixel Buds ve son olarak Apple Watch vs Fitbit ile savaş giyilebilir teknoloji cephesine de kaymış gözüküyor.
Giyilebilir teknoloji doğal olarak ambient computingin önemli bir parçası. Telefonunuzdan bile daha kolay erişilebilir durumda. Fitbit alımı bu vizyon ile tutarlı gözüküyor. Fitbit’in 25 milyonun üzerinde aktif kullanıcısı olması da önemli bir husus. Google’ın donanım tarafında epey zorlandığını gördüğümüz dağıtım konusunda (distribution) Fitbit’in başarılı olması bir diğer etken. Fitbit’in yıllar içinde elde ettiği go-to-market tecrübesi Google’a önemli deneyim katacaktır. Fitbit’in sahip olduğu kullanıcı verisi, patentler ve donanım tecrübesi Google’ın satın almasını mantıklı kılan nedenler arasında yer alıyor.
Öte yandan bu satın almanın mantıklı olmadığını savunanlar da var. Wear OS giyilebilir cihazlar için Google’ın geliştirdiği işletim sistemi, fakat bunun pek de başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Fitbit ise kendi işletim sistemini kullanıyor. Wear OS’in Fitbit’e entegre edilmesinin kullanıcı deneyimi ve performans açısından felaket olacağını iddia edenler var. Nihayetinde beklenti Google’ın Fitbit’i tam donanımlı bir giyilebilir teknoloji şirketine çevirmesi ve Apple Watch ile rekabet edebilecek seviyeye getirmesi. Bunun için Google’ın daha yüksek yatırımlar yapması gerekecek. Özellikle de şu an Apple’ın sahip olduğu çip teknolojisindeki üstünlüğü yakalayabilmesi için.
Ancak ben yukarıda bahsettiğim nedenler ile Google’ın bu satın alım ile akıllıca bir hamle yaptığını düşünüyorum. Jeff Bezos ise Amazon’un cidden ihtiyacı olan böyle bir satın alımı yapmadığı ekibine kızgın olmalı.